Arşiv

Archive for Temmuz 6, 2011

Mimarlar Aranıyor (Istanbul)

Temmuz 6, 2011 Yorum bırakın

Beylikdüzündeki ofisimiz için;

 

– Üniversitelerin mimarlık veya iç mimarlık bölümlerinden mezun

– İleri düzeyde Autocad, 3D Max, Photoshop programlarını kullanabilen

– 3  – 5 yıl arası deneyimli

– Uygulama proje ve detay çizimlerinde deneyimli

– İyi derecede İngilizce bilen

 

Mimarlar aranıyor

 

Basvuru:

 

Ayna İnşaat Taah. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Büyükşehir mah. C3 Blok K:1 D:7 Beylikdüzü-İstanbul

Tel: 0212 872 78 08

Fax: 0212 873 46 51

Email: info@aynainsaat.com.tr

Kategoriler:İş İlanı Etiketler:,

Amerika’nın En Pahalı Evi (Video)

Temmuz 6, 2011 Yorum bırakın
Kategoriler:Video Etiketler:,

Hangi insaat sirketi Yunan adalarını alma konusunda ısrarlı…

Temmuz 6, 2011 Yorum bırakın

İnşaat şirketi Fiyapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, ekonomik krizdeki Yunanistan’ın satışa çıkardığı adaları satın alma konusunda ısrarlı.

Satışa çıkan adalardan tespit ettiği 6 ada içinde en az 3’ünü satın almayı planlayan İnan, satın alma sürecinde karşısına çıkabilecek olası bir engele karşı, adaları Yunanistan‘da kuracağı şirket üzerine alacak.

Fikret İnan yaptığı açıklamada, Yunan adalarını almaları durumunda, Dikili’de 35 milyon dolara satın aldığı 400 bin metrekarelik Garip Ada’ya uygulayacakları otel ve villa projesinin benzerini bu adada yapacaklarını, “Richa İsland” adı ile bu adaları zincir haline getirmeyi planladıklarını belirtti.

Geçen sene de Yunanistan‘dan ada satın almak istediklerini, ancak o zaman böyle bir şeyin mümkün olmayacağının söylendiğini ifade eden İnan, “O dönemde bizim iştahımızı kabarttılar, biz de başka bir yerde ada var mı diye baktık, İzmir‘deki Garip Ada’yı bulduk ve aldık. Şimdi ise Yunanistan adaları resmen satışa çıkarttı. Gayrimenkul şirketleri bu adaların satışlarına aracılık ediyor. O şirketlerle şu anda görüşme halindeyiz. 6 adayı tespit ettik. 6 ada içerisinden en az 3 tane almak istiyorum” dedi.

Adaların her birinin İtalya, Yunanistan ve Türkiye’ye yakın olduğunu söyleyen İnan, adaların Türklere satılmasında bir engel çıkıp çıkmayacağına ilişkin olarak da şunları kaydetti:

YUNANİSTAN‘DA ŞİRKET KURACAK

“Türklere satılmayacak gibi bir şaiya var ama resmi olarak bize böyle bir şey gelmedi. Bizim görüştüğümüz, aracı kurumlar böyle bir problemin olmadığını belirtti. Olması da zaten mantıklı değil. Bununla ilgili çekinceleri olabilir, bu konuşuluyor olabilir ama biz sorduk böyle ‘Türklere bu adaların satışı yapılmıyor’ diye bir şey söz konusu değil. Bize satışın yapılabileceğini, bu görüşmelerin devam edeceğini söylediler. Bir şeyler çıkartabilirler, onu da şu şekilde geçeceğim; Yunanistan‘da bir şirket kurup o şirket üzerine adaları satın alacağım.”

Mimarlarının Yunanistan‘a gideceğini ve projenin uygulanırlığına yerinde bakacağını ifade eden İnan, “Kısmet olur da biz böyle bir iş yaparsak, Türkiye ile Yunanistan arasında bir köprü oluşabilecek. Biz hem Türkiye’deki adaya hem de Yunanistan‘daki adaya misafir kabul edebileceğiz. Bu adalara da kendi içinde teknelerle ulaşım sağlayacağız” dedi.

Fikret İnan, “Bizim gibi Türk işadamları Yunanistan‘dan 30, 40, 50 tane ada alsa, orada ciddi güç oluşturacak. Bu şekilde bizim Avrupa’ya açılmamız daha da kolaylaşır. Türkiye’yi o adalarda da temsil edebiliriz. Biz kapıyı açtıktan sonra, peşimizden diğer Türk işadamlarının buraya yatırım yapması keyifli olur” diye konuştu.

TOPLAMDA 100 MİLYON AVRO YATIRIM YAPMAYI PLANLIYORUZ

Satışa çıkan 6 adanın fiyatının 3 milyon avro ile 20 milyon avro arasında değiştiğini söyleyen İnan, 3 adayı almak için 20 milyon avro, bu adaların üzerine tesis kurmak için de 80 milyon avro bütçe ayırdıklarını, toplamda 100 milyon avro yatırım yapmayı planladıklarını, bunun finansmanının da hazır olduğunu kaydetti.
İzmir Dikili’de 35 milyon dolara satın aldıkları Garip Ada’ya çok sayıda talipli çıktığına işaret eden İnan, “Şu anda bir İranlı dolaşıyor. 200 milyon dolar verdiler ama satmak istemiyorum. Sattığım zaman onu yerine koyamam. Garip Ada ile ilgili proje çalışmalarını bitirdik. Burada 50 tane villa ve 100 adet suit odalı otel yapacağız. Adada binlerce zeytin ağacı var. Adanın tabiatını bozmadan bu projeleri gerçekleştireceğiz. Yunanistan‘dan alacağımız adalar da aynı formatta olacak” dedi.

Yunanistan‘da baktıkları 6 adanın büyüklüğünün 10 dönümden başlayıp 2 bin dönüme kadar çıktığını anlatan İnan, “Adaların büyüklüklerine göre farklı ambiyanslar düşünüyoruz. Örneğin 10 dönümlük adada tek başınıza kalabileceksiniz, böyle bir ambiyans düşündük” şeklinde konuştu.
Fikret İnan, tespit ettikleri ve üzerinde inceleme yaptıkları 6 adanın isimlerinin Lichnari, Kaltsonisi, Mikri Amorgos, Kardiotissa, Nausika ve Vouvalo olduğunu söyledi.

OTEL YATIRIMI İÇİN YER BAKIYORUZ

Fiyapı olarak turizm yatırımlarıyla ilgili çok ciddi çalışma içinde olduklarını, Uludağ’da bir otel aldıklarını, Richa markasıyla bu oteli yapacaklarını belirten İnan, İstanbul ve İstanbul dışında otel yatırımı için de yer baktıklarını ifade etti.

İnan, “Sakarya Akyazı’da bir termal oteli yapmayı planlıyoruz. Arazi ve projesi hazır. Bunun haricinde Kozyatağı’nda arazimiz hazır, orada da bir otel yapacağız” dedi.

Berlin’de turizm bölgesinde 1001 villa projeleri bulunduğunu, bu projede villaları otel olarak çalıştıracaklarını anlatan İnan, “Berlin’de 20 milyon avroya 5.300 dönümlük arazi satın aldık. İçinde 2 tane şato var. Projede 2 tane golf sahası, 2 tane futbol sahası, 10 tenis kortu olacak. Proje büyüklüğü 750 milyon avro. Avrupa ülkeleri ve Rusya, bu bölgeye çok talep gösteriyor. Almanya’da ve Türkiye’de yaşayan Türklerin de ilgi göstereceği bir yer” diye konuştu.

Kaynak: Hürriyet

Kategoriler:Haber Etiketler:,

Peşinat artıyor, faizler yükseliyor. Ev almak zorlaşacak mı?

Temmuz 6, 2011 Yorum bırakın

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) gayrimenkul kredilerinde öz kaynak kullanım oranını yüzde 25’ten 40’a kademeli olarak çıkaracağı gayrimenkul sektörünün gündeminde. Sektör oyuncuları, kredilerdeki öz kaynak oranıyla birlikte peşinatın da yükseleceği, bunun da satışları ciddi şekilde frenleyeceği endişesini taşıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu neden öz kaynak kullanım oranını artırıyor? Bu artıştan sonra sektörü neler bekliyor?

Patronlar ne diyor?

Sektörün gelişmesini engellemek intihardır

Varyap Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Varlıbaş

Son günlerde ekonominin soğutulması ile ilgili alınan kararlarda gayrimenkul sektörünün de soğutulması yönünde bazı girişimler var. Sektörde büyümeyi durdurmak, ekonomiyi soğutmak için değil, adeta ekonomiyi durdurmak için atılan bir adım olur. Cari açığı düşürmek için ekonominin soğutulması isteniyorsa, tedbir alırken sadece faizler ve borçlanmayı zorlaştırmak değil, cari açığa sebep olan sektörlerdeki farklı yöntemleri de devreye almak daha başarılı neticeler elde etmekle mümkün olur. Ancak tedbirler alınırken, faiz oranlarını yükseltmek, insanların kredibilitesini zorlaştırmak ve gayrimenkul sektörünü gelişimini engelleyecek yaklaşımlarda bulunmak intihar olur. Gayrimenkul sektörü için kararlar alırken, sektörün gelişmesini bozmadan sadece genel değil, projeler bazında da kararlar vermek daha sağlıklı olur. Tedbirler alınırken, gayrimenkul sektörü ile bankaların bir araya gelerek konuları masaya yatırması ve birlikte karar vermeleri daha sağlıklı olur. Çünkü, gayrimenkul sektörünün önünü tıkayabilecek tedbirler,  ilk önce genel ekonomiyi sekteye uğratır.

 

Sektörü ve alıcıyı yormamak lazım

DAP YAPI Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz

Konut kredilerinde ya da peşinatlarında yaşanan artışlar kırılganlığa sebep oluyor. Zaten inşaat malzemelerine gelen zamlar yüzünden maliyetlerde belli bir artış yaşıyoruz. Demire ve çimentoya yapılan zamları ya da arsa fiyatlarındaki yükselişleri sineye çekip alıcıya yansıtmamaya çalışıyoruz. Kredi peşinatlarındaki artış alıcıda tedirginlik yaratıp, satın alma talebini erteletecek boyutta değil. Uygulama, bankalar için olduğu kadar, kredi kullanan taraf için de doğrudur. Kredi miktarından çok kime hangi şartlarda kredi verildiği önemlidir. Konut kredisi kullanan kişi bir miktar peşinat verirse geri ödeme konusundaki kararlılığını ve iyi niyetini de ifade etmiş olur. Kredi faizlerindeki 3-5 puanlık artışlar da konut üreticileri tarafından çoğu kez sübvanse ediliyor ancak tüm bunlar yıllarca uzun vadeli kredi olanaklarından yoksun kalan sektörü ve alıcıyı yoruyor.  Yine de piyasadaki “alımların” sınırlı düzeyde gerçekleşmesine neden olduğunu sanmıyorum. Yükselen talep sektörü genişletirken inşaat maliyetinin yüzde 52’sini oluşturan inşaat girdi kalemlerindeki fiyat artışları bazı projeleri tehlikeye sokabilir. Rekabet Kurulu piyasada spekülatif hareketler olup olmadığını araştırmalı.

 

AKP’nin bu uygulamaya izin vermeyeceğini düşünüyoruz

Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya

İnşaat sektörü ekonomimize büyük canlılık ve ivme katıyor. Sektör içerisinde yaşanılan son gelişmeler, sektörde ister istemez bir tedirginlik yaratacak daha küçük çapta yatırım yapan inşaat firmalarını olumsuz etkileyecek ve piyasanın az da olsa daralmasına sebep olacaktır. Ancak bizim gibi kurumsal firmalar için bu tip dalgalanmaların pek sorun yaratacağını düşünmüyorum. Şu an için sektörün tartışması gereken en önemli konu, BDDK’nın konut kredileri için  yüzde 40’lık öz kaynak zorunluluğu getirmesi. Bu artış sektörün kurumsal anlamda büyümesine darbe vururken, kayıtdışı yapılaşmanın da tekrar ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir. Aynı zamanda  yüzde 40’lık bu oran, konut satışlarının ciddi anlamda düşmesine yol açacak. AK Parti gibi seçim vaatlerini gayrimenkul projelerine adayan bir siyasal partinin, böyle bir uygulamaya izin vermeyeceğini düşünüyoruz. Sektör açısından bakıldığında kurumsal ve planlı olarak büyüyen firmalar için sektördeki bu tip gelişmelerin büyük problemler yaratacağını düşünmüyorum. Ancak fiyatlar konusunda aynı stabilizasyonun süreceğini düşünmüyorum. Bu gelişmeler daire fiyatlarında ister istemez artışların yaşanmasına sebep olacaktır.

 

BDDK sektörün önünü kesmez

Sinpaş GYO İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik

Piyasalar Avrupa’dan ve Yunanistan’dan gelen haberler ile yön belirlemede kararsız ve yatayda seyrediyor. Türkiye’de zaten seçimler nedeniyle durağan bir döneme girilmişti. Aynı seyir devam ediyor. Hükümetin kurulması ile yeni söylemler ve hedefler ortaya çıkacaktır. Bu da piyasaları hareketlendirecektir. İnşaat fiyatlarındaki artış, konut fiyatlarına da yansıyacaktır. BDDK’nın kredi oranlarına müdahalesi ile ilgili bir söylenti var ancak biz bunun olacağını ön görmüyoruz. Çünkü BDDK sektörü çok iyi takip ediyor ve lokomotif bir sektörün önünü kesmeyeceğini düşünüyorum. Kredi oranlarında bir değişiklik olursa bu elbette satışlara yansır ve cirolarda azalma olur. Ancak asıl büyük sorun sektörün kayıt dışına kaymasıyla ortaya çıkar. Çünkü kredi ile sektör kayıt içine alınıyor.

 

Demir ve beton fiyatların artışı suni

Fi-Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan

Piyasanın yukarı gitmeyeceği kesin. Yatay gitmesi bile bana göre olumlu. Ancak piyasa psikolojik olarak gayrimenkulün doygunlaşmaya başladığını hissederse bir miktar aşağıya gitme ihtimali de var. Bana göre en iyi senaryo yatay gitmesi. Demir ve beton fiyatlarının artışı ise suni. Fiyatların yüzde 25, yüzde 30 geri geleceğini tahmin ediyorum. Banka faizlerinin 1’in üzerine çıkmasını sektör açısından olumsuz, ancak Türkiye’de yaşayan bir vatandaş olarak baktığımda ise olumlu değerlendiriyorum. Peşinat oranının yüzde 40’a çıkarılması da aynı şekilde sektör açsından olumsuz olur, ancak bir vatandaş olarak değerlendirdiğimde de olumlu olacağını düşünüyorum. Çünkü bu tedbirler alınmazsa, gayrimenkul sektörü Amerika gibi bir ülkeyi yutmuş  bir sektördür. İşlerin o  noktaya gelmemesi için bu tedbirler zaruridir. Sektör ve fiyatlar bu durumdan mutlaka olumsuz etkilenecektir. Faizlerin 1’in üzerine çıkması,  peşinatın yüzde 40 olmasından konut fiyatlarının düşeceği sonucu çıkıyor. Bana göre bunun yapılması bir daralmaya yol açacak ancak bu daralmanın da olması şart. Yani arzın azalması lazım.

 

Konut alıcısının iştahı kesilmeye başladı

Ant Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Okay

Son dönemde  inşaat maliyetlerindeki yükseliş trendi devam ediyor. Bu arada alıcının iştahı kesilmeye başladı. Özellikle konut kredisi kullanarak ev almayı düşünen kesim faiz oranlarındaki artış ve peşinat miktarının yükselmesi neticesi hayallerini ertelemeye başladı bile… Şehir merkezindeki A plus projeler haricinde konut projelerinde tehlike çanları çalmaya başladı. Çünkü projeler çok düşük fiyatlara satıldı, maliyetler beklenildiği gibi çıkmayabilir. Yeni satılacak konutlar ise çok düşük peşin ve konut kredisi ile satış projeksiyonu üzerine kurulduğu için satış sıkıntısı doğabilir. Dolayısı ile doğru projeksiyon yapmayan projelerin tamamlanması dolayısıyla teslimi ile ilgili sıkıntılar olabilir… Bu konuda özellikle sektöre yeni girmiş değişik sektörlerden gelen tecrübesiz firmaların zorlanacağını düşünüyoruz. Bizler gibi yıllarını bu sektöre vermiş firmaların bu konjonktürden etkilenmeyeceğini düşünüyoruz.

 

BDDK ne diyor?

Gayrimenkul kredilerinde öz kaynak kullanım oranının yüzde 25’ten yüzde 40’a kademeli olarak artırılması söylentileri üzerine, görüşlerini almak için başvurduğumuz BDDK yetkilileri, işlerinin yoğunluğundan bu haberi hazırladığımız ana kadar bir cevap veremedilar. Ancak BDDK geçen hafta internet sitesinden yaptığı açıklamada, tüketici kredisi kullananların temkinli olmaları çağrısı yaparken, karşılık oranlarında yapılan artışın nedenlerini şöyle açıklamıştı: “Konut kredisi kullanacakların daha temkinli olmalarını hem de bankaların daha ihtiyatlı hareket etmelerini sağlayacak uygulamalar geliştirilmesi gerekiyor. Hanehalkı toplam yükümlülüklerinin toplam varlıklarına oranında hızlı bir artış gözleniyor. Aralık 2009 itibarıyla yüzde 29.6 seviyesinde bulunan söz konusu oran, mart ayı itibarıyla yüzde 35.1 seviyesine ulaştı. Bireysel kredilerin toplam tasarruf mevduatına oranı da hızla artıyor. Kriz öncesi dönemde yüzde 48 düzeyindeyken, Nisan 2011 itibarıyla yüzde 54 seviyesine yükseldi.”  BDDK’nın konut kredisine getirdiği yüzde 25’lik peşinat şartını müşteriye tüketici kredisi kullandıran bankalar, bundan böyle kullandıracağı tüketici kredilerine daha fazla karşılık ayırmak durumunda kalacak. Bu da maliyetleri artıracağı için kredi faizlerine zam olarak yansıyacak.

 

İşler yolunda gitse BDDK sektörün önüne taş koymaz

Hürriyet Gazetesi yazarı Ege Cansen

BDDK’nın aldığı bu tedbir bir bütünün parçası. Tedbir almasının sebebi ise ortada gördükleri bir tehlike. Bu tehlike cari açığın gitgide büyümesi ve patlama noktasına gelmesi. Herşey yolunda gidiyor olsa BDDK sektörün önüne böyle taş koymaz. İnşaat sektöründekiler ‘Ne tedbir alacaksanız alın, bize dokunmayın’ diyemez. Sektör, iç piyasada önemli bir boyuta erişti. Üstelik ekonomide balonlar genellikle gayrimenkul balonu olarak kendini gösterir. Sadece Türkiye’de değil, her yerde. Boom and bust denir: Balon yapar, çok şişince de patlar. Emlak piyasasındaki aşırı talep ve hareketlilik böyle bir balona ve patlamaya sebep olur, diye düşünülünce, talebi kısmak gerekir. Gayrimenkul piyasası ‘Bu tedbirlere ne lüzum var’ diye düşünüyorsa, peşpeşe 2 soru sormak lazım. İnşaatçılar Türk ekonomisinde bir balonlaşma ve bunun sonucunda bir patlama tehlikesi görüyor mu, görmüyor mu? Ekonomiyi yönetenler böyle bir tehlike görüyor. Onun için inşaat sektörünün bu soruya ‘hayır’ cevabı vermesi bir şey değiştirmez. BDDK da bu tehlikeye karşı tedbir alıyor. İkinci soru da şu, alınan tedbir doğru mudur, değilse hangi tedbir alınmalı? Arabanın tekerine çomak sokmak, taş koymak arabayı kurtarabilir. Eğer o araba boşalmış bir vaziyette yokuş aşağı gidiyorsa, bir yerleri çabuk parçalanacaksa, o tekerin önüne taş koyan, araba sahibine hayırlı bir iş yapıyor demektir. İnşaatçılarla BDDK arasında görüş farkı var. ‘Bana taş koyma’ derken, kendisini kurtaran kişiyi tenkit ediyor gibi bir durum olabilir. Bazen böyle olur, sektör, tedbir alanlara cephe alabilir. O taşı koyanlar ise ‘Böyle yapmazsak senin sonun kötü olur’ derler. Bu arada tabii ki talebi böyle yavaşlatmanın, inşaat sektöründe devam eden teşebbüsler açısından bir takım problemler yaratacağını da inkar edemeyiz.

Kaynak: Hürriyet Emlak

 

Kategoriler:Emlak, Haber Etiketler:, , ,

Yapı Radarı ile binaların röntgenini çekmek mümkün

Temmuz 6, 2011 Yorum bırakın

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aydın Büyüksaraç, jeofizik mühendisliği kapsamında uyguladıkları bir çok yöntemi, yeni oluşturdukları laboratuvar sayesinde daha küçük ölçekteki yapılara uyguladıklarını ve inceleme yaptıklarını söyledi.

Binalardaki dayanıklılık ve kalite sorunları ilişkin çalışma sayesinde, beton kalitesinden, kullanılan demirin çapına kadar her türlü teknik analizi yaptıklarını anlatan Büyüksaraç, ”Her katta, temelde ve istenilen ölçekteki değişik binalarda bu uygulamalar yapılabiliyor” diye konuştu.

”Yapı Radarı” diye tanımladıkları yüksek frekanslı dalgalar sayesinde adeta binaların röntgenini çektiklerini ifade eden Büyüksaraç, şöyle konuştu:

 

”Bu şekilde, kullanılan malzemeleri, malzemelerin durumlarını tespit edebiliyoruz. Ayrıca küçük ve büyük sarsıntılarda yapının ne şekilde tepki vereceğini belirleyebiliyoruz. Bunların hepsine ‘yapı jeofiziği inceleme yöntemleri dizgesi’ adını veriyoruz. Daha önce bu tür incelemeler için binadan numune alınarak, laboratuvarlarda inceliyorduk. Bu sistemler sayesinde artık bu tür analizleri çok aza indirmiş olacağız. Bunun yanı sıra yapı sahipleri kısa bir sürede binasıyla ilgili bilgiye sahip olacak. Onun ötesinde maliyetler azalacak.”

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Orhan Tatar ise özellikle deprem bölgeleri için ciddi bir teknik alt yapı oluştuğunu söyledi.

Türkiye’deki bir çok binanın zemin yapısı ve yapılış tarihi itibariyle ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını aktaran Tatar, ”İnsanların binalarının ya da binalarının kurulduğu zeminlerin ne kadar güvenli olduğunu bilme hakkı var. Biz bu hakkı kendilerine sunmuş oluyoruz. Bu açıdan binanın zemininden başlayıp, temel tipinden itibaren, yapının tüm taşıyıcı elemanlarını da dikkate aldığımızda, tümüyle bu parametreleri jeolojik ve jeofizik yöntemlerle rahat bir şekilde ölçme şansımız var” dedi.

Tatar, isteyen kurum, kuruluş ya da vatandaşların üniversite ya da fakülteye başvurmaları halinde bu istedikleri binanın teknik analizini yaptırabileceklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: NTVMSNBC

Kategoriler:Haber Etiketler:, ,

İçlerinde Türkiye’den bir otelin de bulunduğu dünyanın en ilginç 10 oteli

Temmuz 6, 2011 1 yorum

İngiliz gazetesi Independent, ‘Dünya’daki en ilginç 10 Otel’in listesini yaptı. Listenin üçüncü sırasında Kapadokya’da bulunan Yunak Evleri yer aldı. Dünyanın en ilginç 10 oteli şöyle sıralandı:

1. Integratron – California:
UFO şeklindeki otelde, 30 kişi aynı yer yataklarında yatabiliyor.

2. Igloo Village – Finlandiya
Otel karların içerisine inşa edilmiş eskimo evlerinden oluşuyor.

3. Yunak Evleri – Türkiye
27 odalı otel, eski mağaralara inşaa edilmiş.

4. The Plane Motel – Yeni Zelanda
1940 model Bristol marka bir uçak şeklindeki otel, alışılmadık bir konaklama imkanı sunuyor.

5. Lindenwirt – Almanya
Otelde 62 tane şarap fıçısı modelinde yatak var.

6. Utter Inn – İsveç

7. The Capsule – Hollanda

8. Casa Caracol – Meksika

9. Jailhotel Lowengraben – İsviçre

10. Les Roulottes – Fransa.

Kaynak: Haber Türk

 

Kategoriler:Haber Etiketler:, ,